Sanal Göçebelik

Birden fazla bilgisayar kullanan veya kısa aralıklarla sürekli yeniden sistem kuran kullanıcılar bir “sanal göçebelik” halini sürüyor. Bu göçebeliği sürdürmek hem zaman, hem de emek kaybına neden oluyor. Sorunun çözümü ise platform bağımsız yazılımlardan ve bulut bilgi işlemden geçiyor.

Serdar Cevher
4 min readDec 18, 2010

Farklı işletim sistemleri arasındaki düzenli göç hareketlerim esas olarak 1999 yılında başladı diyebilirim. Öncesinde elbette Amiga Workbench’ten MS-DOS’a, oradan Windows 3.1'e, ardından Windows 95'e ve Windows 98'e geçmişliğim vardı; ancak o zamanlar benim için işletim sistemi değiştirmek genellikle Microsoft’un son kullanıcıya yönelik geliştirdiği işletim sistemlerinin çıkış tarihlerine endeksliydi.

Linux dağıtımları: Sanki hep “daha iyisi” vardı

1999 yılında SUSE 6.2 ile Linux dünyasına adımımı attım. Bu adım aynı zamanda yanlış bir şekilde gerçekleştirdiğim disk bölümleme işlemi nedeniyle birkaç yıldır biriktirmiş olduğum tüm kişisel verilerin bir anda yok olması anlamına geliyordu. Sanal göçebeliğin ilk acı tecrübesini bu aşamada tattım. Hatta Linux’u kaldırarak Windows’a geri dönmeyi de başaramadığım için bir süre “gurbette” (SUSE Linux altında) yaşadım! (Linux’a geçmeyi düşünen okurlarım endişe etmesin; o zamanlar Linux kurulumlarında disk bölümleme işlemleri çok daha karmaşık ve hata yapmaya müsaitti.)

2000'li yılların başında tecrübe kazandıkça Turkuaz Linux, Gelecek Linux ve Mandrake Linux deneyimlerim oldu. Bir ara BeOS işletim sistemini de denedim. 2002–2004 yılları arasında Debian, daha sonraları ise Ubuntu ve Pardus kullandım. 2008 yılından bu yana da tercihimi Ubuntu’dan yana kullanıyorum. PC oyunlarını oynamak haricinde Windows kullanmaktan hemen hemen hiçbir zaman hazzetmemiş olduğum için, tanıdığım Linux dağıtımlarını her zaman için birinci sistem olarak düşündüm ve gündelik işlerimi bu dağıtımlar altında sürdürdüm. Esas amacım, stabil, verimli ve güvenli bir üretim alanı oluşturmak, böylelikle sistem sorunlarından ötürü işgücü kaybı yaşamaksızın gündelik işlerimi sürdürebilmekti.

Ancak geri dönüp baktığım zaman, bilgisayar başında geçirdiğim zamanın önemli bir kısmını “zaman kaybetmemek adına zaman kaybederek” harcadığımı üzülerek görüyorum. Her seferinde uzun yıllar boyunca sorunsuz bir şekilde kullanacağımı düşündüğüm bir sistem sahibi olup, yine her seferinde daha iyisini istemek ve alternatifleri değerlendirmek, bu nedenle de sürekli olarak kişisel verileri yedeklemek ve tercih ettiğim yazılımları yeniden yüklemekle geçirdiğim zaman, bilgisayarın bir araç olmaktan çıkıp bir amaç haline gelmesini beraberinde getirdi. Elbette bizim gibi bilişim profesyonelleri için bilgisayarın bir amaç haline gelmesi yadırgatıcı olmayabilir; ancak süreç daha farklı gelişebilir, daha az zamana ve emeğe mâl olabilirdi.

Sorunun Kaynağı

Aslında benzer bir sorunun yalnızca Windows kullanan kişiler için de geçerli olduğu söylenebilir. Çoğu kullanıcı yazılımsal bir sorunla karşılaştığında sorunlu Windows’u tamir etmek yerine sürücüyü formatlayıp sistemi komple yeniden kurmayı seçiyor. Bu durum da zaman ve emek kaybına neden oluyor.

Yazılımsal sorunlar çoğunlukla bilinçsiz veya “aceleci” bilgisayar kullanımından kaynaklanıyor. Kullanıcı bilgisayara ne kurduğunu tam olarak bilmediği zaman, kurulan yazılımın potansiyel etkilerinden de habersiz oluyor. Üçüncü parti yazılımların yavaşlattığı ve kararsız hale getirdiği bir sistemi eski haline getirmek için de yedekleme ve geri yükleme süreçlerini içeren sonu gelmez döngüler başlıyor.

Öte yandan, netbook satışlarının patlaması normal kullanıcıların da günlük hayatta birden fazla bilgisayar kullanmaya başlamasını beraberinde getirdi. Birçok kişi bu durumda “acaba o dosyayı taşıdım mı” veya “üzerinde çalıştığım dosya acaba dosyanın en güncel hali mi” endişelerini taşımaya başladı. Mobil telefonların kabiliyetleri arttıkça bu aygıtlar da curcunaya katılacak elbette. Bu nedenle sanal göçebeliği kontrol altında tutmak ve pratik çözüm önerilerini uygulamak önem taşıyor.

Potansiyel Çözümler

Farklı işletim sistemleri, farklı yazılımlar veya yazılım sürümleri arasında geçiş yaparken yaşanan bocalamalar da sırtımızda taşıdığımız sanal çadırların yan etkilerinden bazıları. Örneğin iş yerinde Windows, dizüstü bilgisayarında Mac OS X ve ev bilgisayarında da Linux kullanan bir kullanıcı, çalışma ortamlarında gerekli düzenlemeleri yapmazsa hayatının büyük kısmını “adapte olmakla” geçirecek demektir. Bu tip sorunlardan ve sürekli yedekleme & sistem kurma süreçlerinden kurtulmak için dikkat edilmesi gerekenler aslında basit:

Birkaç basit öneri

  • Platform bağımsız yazılımları tercih edin. Çalıştığınız her platformda aynı yazılımları (ve aynı sürümleri) kullanmaya çalışın. Örneğin Google Chrome, hem Windows, hem Mac OS X hem de Linux altında kullanılabiliyor ve yer imlerinizi Gmail hesabınızla senkronize ederek hayatınızı kolaylaştırıyor.
  • Masaüstü ortamınızı kullanım alışkanlıklarınıza göre düzenleyin. Kullandığınız her sistemde menüleri ve en çok eriştiğiniz uygulamaların kısayollarını ekranın aynı yerine yerleştirin.
  • Kullandığınız her platformda Dropbox veya benzeri ücretsiz bir yedekleme & senkronizasyon yazılımı kullanın ve sürekli üzerinde çalıştığınız dosyaları her zaman senkronize edilecek klasörün içinde tutun. Böylelikle her platformdan dosyalarınızın en güncel sürümlerine rahatlıkla erişebilirsiniz.
  • Eğer Google Chrome kullanmazsanız, yer imleri klasörünüzü de Dropbox (veya alternatifi) servisinin klasöründe tutarak otomatik olarak senkronize edilmesini sağlayabilirsiniz.
  • Sabit bir e-posta istemcisi yerine webmail servislerini kullanın. POP3 tabanlı bir e-posta dahi kullanıyor olsanız, büyük olasılıkla e-posta sağlayıcınız bir webmail arayüzü sunuyordur.
  • Yeni yazılımları denemeyi seviyorsanız, VMWare veya VirtualBox gibi sanallaştırma yazılımlarından faydalanın ve yeni yazılımları öncelikle sanal bilgisayarlarınızda kullanın. Sorunlu ve/veya gereksiz yazılımları temel sisteminizden uzak tutun.
  • Sağlam ve eksiksiz bir sistem kurduğunuzu hissettiğiniz zaman, CloneZilla veya benzeri bir araçtan faydalanarak sisteminizin bir imgesini alın. İlerleyen zamanlarda sisteminiz bozulursa, kurduğunuz programlar ve yaptığınız değişiklikler dahil olmak üzere işletim sisteminizi olduğu gibi geri yükleyebilirsiniz.
  • Eğer sürekli internete bağlı bulunuyorsanız, sisteminize kurulu yazılımlar yerine web tabanlı uygulamalara ağırlık vermek platform bağımsız bir çalışma ortamı yaratma sürecinizi kolaylaştıracaktır.

Bilgisayarların kendi başlarına birer amaç değil, gündelik işlerinizi görmeye yarayan birer araç olduğunu kavramak ve sizi en uzun süre, en sorunsuz şekilde götürecek sistem konfigürasyonunu seçmek her zaman verimliliğinizi artıracaktır.

Originally published at https://www.serdarcevher.com on December 18, 2010.

--

--

Serdar Cevher

Developer of web & mobile apps | Co-founder: Auglinn, Off2Class | Founder: SmarDish, tarifmotoru.com, valizim.com | Ex columnist @PCnetDergisi